Fikriyat Yazıları
-
Filistin İşgali Ne Zamana Kadar? / 19-07-2017
İngilizlerin Osmanlı topraklarını işgal ettikleri 1922 yılından 1948 yılına kadar süren zulüm ve tehcir olayları Filistin halkını alabildiğine perişan etmişti. 1948'den sonra bölgeyi İngilizler Siyonist ırkçı bir devlete teslim ettikten bu güne kadar da 69 yıl geçti. Kudüs'ün işgali üzerinden ise tam 50 yıl geçti. Mescid-i aksa 50 yıldan beri mahzun ve boynu bükük olarak yaşıyor.
50 yıldır Yahudiler Kudüs'ün doğusunda tek bir Yahudi yokken şimdi de önemli bir kısmında zorbalıkla evler yapıp "yerleşimciler" adı altında bu mahalleleri zorla işgal ettiler. 1967 Haziran'da gerçekleşen işgalden yirmi gün sonra Kudüs'ün doğusu ve batısıyla İşgal devletinin başkenti olduğunu ilan ettiler. O tarihten beri bu mukaddes şehrin demografik yapısını durmadan değiştirip Yahudileştirmek için şehrin haritasını yapısını altüst ettiler. O tarihe kadar Müslümanların büyük bir çoğunluğu oluşturduğu şehrin doğusunda İslamî miras ve kültürü silmeye çalıştılar. Burada yaşayan halkın kahir bir ekseriyeti Müslüman olduğu için uzun yıllar belediye reisi hep Müslümanlardan seçiliyordu. Çünkü burada Yahudiler yaşamamaktaydı. Ancak işgal kuvvetleri şehrin dışında kalan Yahudi mahallelerini şehrin içine alan bir kararla Kudüslü olmayan Yahudileri zorla bu şehrin sakinleri yaptılar. Şehri Yahudileştirme planları çerçevesinde İslamî vakıflar üzerindeki baskılar ve Müslümanların mallarına el koymak suretiyle tam bir işgal kuvveti zorbalığıyla şehrin her şeyini tersyüz ettiler. Ama bu olup bitenlerin hiç birisi uluslararası hukuka uygun olmayıp zulüm örnekleri sergilenerek gerçekleştiriliyordu. İşgalden hemen sonra Yahudilerin yaptığı ilk iş Mescid-i Aksa'nın yanı başındaki el-Mağaribe/Mağripliler/Fas ve Cezayirliler mahallesini işgal ederek orada yaşayan Fas ve Cezayirli mücavir Müslümanların evlerine el koyarak ilk kazı işlerini başlattılar. Diğer Müslümanların ve hatta Hıristiyanların oturdukları ev ve sokakları zorla boşaltarak buralara Yahudi okulları açtılar.
Bütün bunlar yetmiyormuş gibi zulmün en şiddetlisine girişerek işgalden iki yıl sonra Mescid-i Aksa'yı ateşe vererek kısmen tahrip edip Salahaddin el- Eyyubî'nin yadigarı olan minberi ateşe verdiler. Bu saldırıların sonu gelmedi, hala devam ediyor. Kudüs'ün yarası hala kan akıtıyor… Toprakları işgal edilmiş bir halk yok edilmek üzere iken direnip de hakkını aradığı için bunların adı "terörist" veya "militan" olmuştur. Bu sözlerle insafsız ve hatta ahlâktan yoksun olan bir kesim medya kamu oyunda onları mahkum edip haksız ve saldırgan göstermeye çalışıyor. Halbuki asıl saldırgan ve terörist olanlar, yüzyıllardır, hatta binlerce yıldır burada yaşayan ve bölgenin asıl sahipleri olan bir halkı ülkelerinden atmaya çalışanlar Polonya'dan Macaristan'dan Rusya'dan Filistine getirilen gaddar ve zalim Yahudilerdir. Elli yıldır insan haklarını ihlal eden ve durmadan insanlık suçu işleyen bu Maymun ve domuzların torunları suçlarını ne zaman itiraf edecek veya onlar itiraf etmese bile dünya kamuoyu bu durumu ne zaman anlayacaktır.
Taş atmaktan başka imkan ve silahı olmayan bu minik çocuklara en gelişmiş otomatik silahlarla saldıranlar mı militan? Yoksa evi yıkılıp da okul kitaplarını evinin enkazı altında arayan o minik çocuklar mı militan ve terörist? Hiçbir güç dengesinin söz konusu olmadığı bu iki kesimin mücadelesi sürecek ama bu şartlar altında sürecek. Bir taraf en mücehhez ordu ve silahlarla saldırıyor, ev yıkıyor, çocuk öldürüyor, kadınlara zulmediyor ve ihtiyarları kurşunluyor, diğer taraf ise kendini savunuyor gibi cılız bir karşılıkla top, tank ve uçaklara sadece taş atabiliyor.
Başta Kudüs olmak üzere, Sabra ve Şatilla'da, Cenin'de, el-Halil'de ve Ramallah'ta yapılan katliamlar birkaç kez Lübnan'da tekrarlandı. İnsanlığın dıramı haline gelen Gazze katliamları tam bir soy kırım halinde devam ediyor. Binlerce şehid onbinlerle gazi ve yaralı ile peygamber katili bir kavmin insanlık tarihine düşürdüğü kanlı ve utanç verici olaylar. Diğer taraftan hemen hemen her gün işgal edilmiş toprakların her noktasında küçük büyük çapta yapılan saldırılarla katledilen mazlum Filistinlilerin hukukunu kim koruyacak? Bu işgale kim son verecek?